Fransa başbakanı François Bayrou, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklama ile 2026 yılı bütçe taslağı kapsamında yeni sosyal yıkım politikalarını gündeme getirdi. Bayrou, yeni kemer sıkma politikalarıyla 43,8 milyar Euro’luk tasarruf yapmayı planladığını açıkladı.
Fransa sermaye devletinin başbakanı “kamu açığını azaltma” adı altında ve “borcu durdurun” sloganıyla emeklilik, işsizlik, eğitim, sağlık vb. alanlarda temel hak ve kazanım bağlamında ne kaldıysa ortadan kaldırmak istiyor. “Üretimi başlatın” sloganıyla da işçi ve emekçilerden alıp sermayeye yeni kıyaklar transfer etmeyi planlıyor.
“Sermayeye kıyak, emekçilere yıkım” anlamına gelen bu planla işsizlik yardımı vb. sosyal yardımlardan kesintiler yapılarak kamu emekçileri ve işçilerin hakları tırpanlanmak isteniyor. Öte yandan askeri harcamalara ve büyük sermayeye tanınan kolaylıklar “dokunulmazlık zırhıyla” koruma altına alınıyor.
Bayrou'nun bütçe planına göre kamu harcamaları dondurulacak: Yani hastane, okul, sosyal hizmet gibi alanlara tek kuruş ek yatırım yapılmayacak. İki resmi tatil kaldırılacak. Bu kapsamda Paskalya Pazartesi’si ve 8 Mayıs tarihleri tatil günü olmaktan çıkarılarak normal iş gününe dönüştürülecek. Amaç işçi ve emekçileri daha fazla çalıştırarak vergi girdisi sağlamak. Kamuda ise emekli olan her 3 memurdan sadece birinin yerinin doldurulması planlanıyor. Bu kapsamda ilk yıl en az 3 bin emekçi tasfiye edilecek.
Bu arada emekli maaşları, sosyal yardımlar ve vergi dilimleri dondurularak 2026 yılı boyunca hiçbir artış olmayacak. Sağlıkta katkı payı artırılacak, hastalık izinlerine denetim gelecek, sosyal yardımlar kısılarak denetimli hale getirilecek. Büyük şirketlerin kârları korunacak, yüksek gelir gruplarından alınacak vergi sembolik katkı ile sınırlı kalacak.
Bayrou’nun bütçe planı, ordu ve savunma/savaş harcamalarına 2026'da 3,5 milyar Euro, 2027’de ise 3 milyar Euro ayırmayı öngörüyor. Yani eğitime, sağlığa ve sosyal ödeneklere “para bulamayan” sermaye devleti silaha, denizaltına, savaş uçağına kaynak ayırıyor, bunun için işçi ve emekçilerin tatil günlerini ortadan kaldırarak, kazanılmış haklarına göz dikerek bütçe yaratmayı planlıyor.
Bu yönelim açıkça emperyalist saldırganlığın yeni aşamasını işaret ediyor. Fransa, AB ve NATO içindeki askeri rolünü büyütmek istiyor. Bütçede yapılan bu tercih, işçi ve emekçilerden çalınan kaynakların savaşa aktarıldığını gözler önüne seriyor. François Bayrou’nun bütçe planı, neoliberal saldırının yeni halkası olarak ''borç'' bahanesiyle yapılacak kesintilerle faturayı işçi ve emekçilerin sırtına yıkmayı hedefliyor. Oysa Fransa’da ücretli çalışanların büyük çoğunluğu asgari ücret civarında bir gelirle yaşıyor. Bu nedenle sosyal yardımlar, emeklilik ve sağlık hizmetleri işçi ve emekçiler için hayati önem taşıyor. Sermaye devletinin başbakanı Bayrou hükümeti bu kazanımları ortadan kaldırmak istiyor.
Bu arada Fransız hükümetinin ilan ettiği sosyal yıkım politikalarına karşı mücadele hazırlıkları da başladı. Saldırıya karşı oluşturulan direniş cephesi büyüyor: CGT, CFDT, FO, CFE-CGC, CFTC, UNSA, FSU ve Solidaires sendikaları ile sol hareketler, bütçe planına karşı birleşik eylem çağrısı yaptı. Şimdiden yüz binlerce imza toplanan kampanyalar yapıldı. Yaz sonunda hayata geçirilecek olan büyük eylemler ve grevler için hazırlıklar başladı. Üniversite öğrencileri, kamu çalışanları, sağlık emekçileri de yeni yıkım politikalarına karşı eylem hazırlığında.
Sermaye devletinin yıkım politikalarına karşı sendikaların ve parlamenter muhalefetin yanı sıra, anonim olarak sosyal medya üzerinden bağımsız taban örgütlenmeleri de eylem çağrıları yapıyor. Oluşturulan sosyal medya hesapları üzerinden 10 Eylül’den itibaren ülke genelinde blokaj eylemlerine katılmaya çağrı yapılıyor. Çağrılar, ''boykot'', ''sivil itaatsizlik'', ''dayanışma'' ve ''10 Eylül ulusal eylem günü'' şiarlarıyla gerçekleştiriliyor.
Anonim eylem çağrı kolektifi sayfasından yapılan açıklamalarda şu talepler yer alıyor:
''Eğitime, sağlığa, ulaşıma, adalete, barınmaya, kamuya, işsizlik ve emeklilik sosyal yardımlarına sınırsız bütçe ayrılsın;
İşten çıkarmalara ve insanlık dışı muhasebelere son verilsin;
Tüm resmi tatiller ve kazanılmış haklar korunsun;
Herkesin erişebileceği bir sağlık sistemi!
Emeklilik maaşlarında, asgari sosyal yardımlarda ve maaşlarda gerçek yaşam koşullarına endeksli artış!''
Ö. Çalışkan