Milyonlarca kamu emekçisi ve emeklisini doğrudan ilgilendiren kamu sözleşmesi Kamu Görevlileri Hakem Kurulu tarafından bugün gerçekleşen 4.toplantının ardından imzalandı.
Sözleşmeye göre 2026 yılı için ilk altı ay yüzde 11, ikinci altı ay yüzde 7, 2027 yılı için ilk altı ay yüzde 5, ikinci altı ay yüzde 4 zam yapılacak. Öte yandan taban aylığa 2026 yılı birinci 6 ayı için 1000 lira zam olacak.
AKP iktidarı ve işbirlikçi sendika bürokratlarının haftalardır sergilediği oyunun ardından kamu emekçilerine de sefalet sözleşmesi dayatıldı.
Mehmet Şimşek programını kamu emekçilerine dayatmak konusunda bir kararlılık taşıyan AKP iktidarı ile kamuda yetkili sendikalar Memur-Sen ve Kamu-Sen ile yapılan görüşmelerde anlaşma sağlanamadı. 4688 sayılı yasaya göre kamu sözleşmesi Yüksek Hakem’e taşındı. Hakem Heyeti, sadece 2027 yılının ilk 6 ayı için %1 oranında artış yaparak sözleşmeyi imzaladı.
Kamu emekçilerine dayatılan sefalet koşullarında işbirlikçi sendika bürokratlarının payı ise büyük.
Başta KESK olmak üzere kamu emekçilerinin, Yüksek Hakem Kurulu’na katılmama çağrılarına rağmen bu çağrıları kulaklarını tıkayan, Hakem Heyeti’ne katılarak işlerlik kazandıran Memur-Sen, son teklifin ardından bugün masadan kalktı.
Memur-Sen tarafından yapılan açıklamada “Uzlaşmazlıkla sonuçlanan Toplu Sözleşmede Toplantı Tutanağı ile kayıt altına aldığımız 58 Kazanım Hakem Kurulunda oylandı. Verdiğimiz tepkiler ve Hakem Kurulu’ndaki ısrarımızla bazı olumlu adımlar atıldı ama bunlar sorunu çözmez. Hakem Kurulu’ndan çekildik" sözleri söylendi.
Memur-Sen tüm itirazlara rağmen masaya oturmasını kamu emekçilerinin sosyal haklarını içeren 58 maddenin görüşülecek olması ile gerekçelendirmişti. Oysaki 58 maddenin büyük çoğunluğu önceki dönem Hakem Heyetinin karar altına aldığı maddeler idi… Kamu emekçilerinin sosyal hakları adına hiçbir yenilik taşımıyordu.
Memur-Sen tiyatroda kendine verilen rolü oynadı. Hakem Kurulu’na katılarak işlerlik kazandırdı. Milyonlarca kamu emekçisine ve emeklisine dayatılan sefaletin ortağı oldu.
Kamu emekçileri ancak sermaye iktidarı ve işbirlikçi sendika bürokratlarının sefalet dayatmasına karşı tabandan birleşerek, örgütlü mücadeleyi büyüterek haklarını ve geleceğini kazanabilirler.
