İsviçre Batı ve Orta Avrupa'da yer alan, 41.285 km² yüzölçümü olan, denize kıyısı olmayan bir ülkedir. Kapitalizmin erken geliştiği bu küçük ülkenin 2024 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasılası 938 milyar doların üzerindedir ve bu, İsviçre'yi dünya çapında en büyük 20. ekonomi yapmaktadır. Bankacılık, ilaç, saatçilik ve kimya gibi yüksek katma değerli sektörlerin gelişkin olduğu İsviçre’nin 9 milyonluk nüfusu var. Peki, parmakla gösterilen bunca zenginliğe sahip olan bu ülkenin her yurttaşı bu zenginlikten payını alabiliyor mu?
Böyle bir soru, en hafif değimle naif olurdu. Çünkü kapitalizmin hüküm sürdüğü yerde ekonomik-toplumsal eşitlik ve adaletten söz etmek için, siyasetten bihaber olmak gerek. Artık-değer üretimi üzerinden emek-gücünün sömürüsüne dayanan kapitalist sistem, yapısal olarak sömürücü bir azınlığın sınıfsal çıkarlarını esas alır.
Kapitalizmin zirvesi diyebileceğimiz İsviçre’nin servet dağılımını resmi veriler ışığında incelediğimizde, karşımıza devasa derinlikte bir uçurum çıkıyor. İsviçre'de servet dağılımı oldukça eşitsizdir; en zengin %1'lik kesim ulusal servetin yaklaşık %42'sini elinde bulundurmaktadır. Bu vahim tablo, kapitalizmin bölüşüm yasalarının kaçınılmaz sonucudur. Bu sistemde sermaye birikiminin artması toplumsal refah getirmez. Tersine zengin ve fakir uçurumunu derinleştirir. Ki bugün küresel çapta yaşanan da budur. Zenginlerin serveti kabardıkça diğer tarafta yoksulluk kar topu gibi büyüyor. Nitekim artık bu kaba çelişkiyi kapitalist sınıfın yazar-çizer takımı ve basındaki kalemşorları da itiraf etmek zorunda kalıyor. Çünkü zengin-yoksul arasındaki uçurum parmakla gösterilen kapitalist ülkelerde dudak uçuklatan boyutlara ulaşmış bulunuyor.
Finans kapitalin başkentleri arasında sayılan dokuz milyonluk İsviçre'de 1,4 milyon kişi yoksulluk sınırı veya yoksulluk tehdidi altında yaşıyor. Bu oran nüfusun %16'sına tekabül ediyor.
Yine yoksulluğun en çok etkilediği kesim çocuklar oluyor. İsviçre'de 323 bin 100 çocuk yoksulluktan etkileniyor ya da yoksulluk tehdidi altında bulunuyor. İsviçre'de aylık geliri 2315 İsviçre Frangından az olan kişiler finansal açıdan yoksul kabul edilmektedir. Federal İstatistik Ofisi’nin 2023 verilerine göre:
“- İsviçre nüfusunun %18,8'i bir ay içinde 2 bin 500 İsviçre frangı tutarındaki geçim masraflarını karşılayacak parayı kazanamıyor.
- İsviçre'deki insanların %11'i düzenli olarak sosyal kültürel etkinliklere katılamıyor.
- %7,3'ü ara sıra bile olsa kendilerine bir şey alamıyor.
- %4,1'inin ailesi veya arkadaşlarıyla dışarıda yemek veya kahve içmek için ayıracak parası yok.
- %3,8'i eskimiş kıyafetlerini yenisiyle değiştiremiyor.
Yine Federal İstatistik Ofisi’nin verilerine göre yoksulluk, çalışan insanları da etkiliyor.
336 bin kişi, çalışmasına rağmen yoksulluk riski altında bulunuyor. Bunlar, “çalışan yoksullar” olarak adlandırılıyor. Özellikle risk altında olanlar:
- Yıl boyunca düzenli çalışmayanlar,
- Serbest meslek sahipleri,
- Sınırlı süreli iş sözleşmesi olan kişiler,
- İşletme koşulları nedeniyle düzensiz çalışma saatleri olan ve Küçük işletmelerde çalışan kişiler.”
Kısaca resmi verilerin de gösterdiği gibi en zengin %1'lik kesimin ulusal servetin yaklaşık %42'sini elinde bulundurduğu İsviçre’nin panoramasının özeti, Marx’ın şu veciz sözünde dile getirdiği gibidir “Toplumun çalışan üyeleri hiçbir şey elde edemezken, her şeyi elde edebilen üyeleri hiç çalışmamaktadır.”
M. İmran