Gıdayla sürdürülen soykırım

Gazze’de gıda, artık sadece bir ihtiyaç değil; bir imha mekanizmasına dönüştürülmüş bulunuyor.

  • Kızıl Bayrak yazıları
  • |
  • Dünya
  • |
  • 02 Ağustos 2025
  • saat-icon
  • 08:00

Gazze’de gıda, artık sadece bir ihtiyaç değil; bir imha mekanizmasına dönüştürülmüş bulunuyor.

Terör devleti siyonist İsrail, 7 Ekim 2023 sonrası başlattığı saldırı dalgasıyla birlikte yalnızca Gazze’yi yerle bir etmedi; açlığı da tam anlamıyla bir savaş silahına dönüştürdü.

Bu politika ne rastlantısaldır ne de yalnızca askeri hedeflerle sınırlıdır. Gazze’de açlık, sistematik bir imha stratejisinin merkezine oturtulmuş, planlı ve bilinçli şekilde yürütülen bir emperyalist/siyonist politika haline getirilmiştir. Amaç açıktır: Filistin halkını kolektif olarak cezalandırmak, onları kırmak, göçe zorlamak ve Gazze’yi halksızlaştırmaktır.

Bu anlamda İsrail’in uygulamaları, yalnızca Filistin’i değil, insanlığı da hedef almaktadır. Gıda tırlarının girişini engelleyen, “yardım” dağıtımını 8 dakikayla sınırlayan, halkı “koridor” adı altında kurulan tuzaklara yönlendiren ve burada sivillere ateş açan bu rejim, artık bir işgal gücü olmanın yanı sıra 21. yüzyılın Nazi rejimi haline gelmiştir.

GHF ve “yardım” maskesiyle örülen ölüm tuzağı

2024 yılında kurulan “Gazze İnsani Yardım Vakfı” (GHF), ilk bakışta yardım amaçlı bir kuruluş gibi görünse de özünde soykırımı hedefleyen askeri stratejinin bir parçasıdır.

Bu yapının ortaya çıkışı, Birleşmiş Milletler’in yardım faaliyetlerini engellemeyi takiben, Batı’nın “kendi gözetiminde yardım” planının ürünüydü. Ancak bu yardım noktaları, Filistinliler için bir umut değil, ölümle sınanacakları alanlar haline geldi.

İsrail askerleri, yardım dağıtım anlarında kalabalığı kontrol etmek bahanesiyle sivillerin üzerine ateş açıyor, üzerlerine bomba yağdırıyor. Kimi zaman bu kalabalıklar dronlarla takip ediliyor, kimi zaman da keskin nişancılar tarafından tek tek hedef alınıyor.

Nitekim Gazze’nin Şakuş bölgesinde kurulan Al-Joura çukur bölgeleri, yardım almak isteyenlerin toplandığı ve ardından bombardımana tutulduğu alanlar olarak hafızalara kazındı. Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre, sadece yardım noktalarında 922 kişi öldürüldü, 5.800’den fazla kişi yaralandı.

Bu, artık sadece insani bir kriz değil; o çokça sözü edilen “uluslararası hukuk”a göre de açık bir savaş suçu ve soykırımdır.

Nazi Almanya’sından farksız bir model

Hitler’in Yahudilere karşı uyguladığı aç bırakma ve gettolaştırma politikaları nasıl sistematikse, İsrail’in Filistinlilere karşı izlediği yol da aynı derecede kurumsallaşmış ve bilinçlidir.

Gazze bugün fiilen bir açık hava toplama kampına çevrilmiş durumda. Yardım için yola çıkanlar ise “insani koridor” adı altında ölüme sürüklenmektedir.

Gazze’nin kuzeyinden güneyine doğru yaşanan zorla göç hareketi, Nazi Almanya’sının doğu Avrupa’daki “yeniden yerleşim” politikalarının birebir kopyasıdır.

İsrail’in planladığı “insani şehir” projesi de bu stratejinin bir uzantısıdır. Refah şehrinin enkazı üzerine kurulması planlanan bu bölge, yalnızca İsrail’in filtrelediği bireylerin yaşayabileceği bir alan olacak ve burada kalan halk, fiilen denetimli bir esir yaşamına mahkûm edilecektir. Bu, etnik temizliktir; başka bir adı yoktur!

Açlık bir soykırım silahıdır

Bugün açlık, savaşın pasif sonucu değil; aktif bir imha aracıdır. Gıdanın silah olarak kullanıldığını kanıtlayan en güçlü çalışmalardan biri, 2024’te Lancet dergisinde yayımlandı. Araştırmaya göre, ekonomik yaptırımlar ve abluka politikaları savaşlardan 5 kat daha fazla ölüme neden olmaktadır¹. Bu sonuçlar, Gazze’de yaşananların “doğal kriz” değil, planlı bir yıkım olduğunu gösteriyor.

Benzer şekilde Welthungerhilfe’nin (Dünya Açlıkla Mücadele Yardım Kuruluşu) 2024 raporuna göre, Gazze halkının %90’ı yerinden edilmiş durumda ve büyük çoğunluğu açlığın eşiğinde². Kurumun yerel temsilcileri Gazze’deki durumu açıkça “zamanımızın en büyük insani felaketi” olarak tanımlıyor.

Bu tablo karşısında sessiz kalmak, yalnızca ahlaki bir çöküş değil, bir savaş suçu ortaklığıdır aynı zamanda.

“Bu artık savunulamaz”

İsrail’in bu uygulamaları, kendi destekçileri arasında bile kırılmalar yaratmaya başladı. 21 Temmuz 2025’te Fransa, Birleşik Krallık ve 23 diğer ülke, ortak bir açıklamayla Gazze’deki savaşın derhal son bulması gerektiğini ilan etti³. Açıklamada, İsrail’in “insani yardım” yönteminin “insanlık dışı” olduğu ve yüzlerce sivilin bu sistem nedeniyle hayatını kaybettiği vurgulandı.

Fransa’nın Ekim ayına kadar Filistin devletini tanıma yönündeki beyanı ve İngiltere’nin bunu takip edeceğine dair işaretler, artık Batı içinde bile İsrail’e tahammül sınırlarının aşıldığını gösteriyor.

Soykırımın bfinansörü ABD

Siyonist vahşetin baş sponsoru ise şüphesiz ABD’dir. Bu noktada ABD’nin suça ortaklığı yalnızca silah teminiyle sınırlı değildir. GHF gibi yapılar da ABD desteklidir, yardım adı altında Filistinlilerin hayatını gasp etmektedir.

Ancak bu mutlak destek de çatırdamaktadır. Beyaz Saray’dan sızan kimi bilgiler, ABD yönetimi içindeki birçok ismin Netanyahu’yu artık bir “kontrolden çıkmış deli adam” olarak nitelendirdiğini ortaya koyuyor.

Gazze’de olan biten her şey, uluslararası hukukta tarif edilen soykırım tanımıyla birebir örtüşmektedir.

Yerinden etme, aç bırakarak öldürme, kitlesel cezalandırma, hedef gözetmeksizin öldürme ve kültürel hafızanın yok edilmesi… Bunların her biri İsrail’in resmi devlet politikası haline gelmiştir.

Bugün, tanklardan çok gıda kamyonlarının kontrol edildiği, bombalardan çok un çuvallarının engellendiği bir savaş yürütülüyor. Bu, insanlığa karşı işlenen eşi-benzeri olmayan bir suçtur.

İsrail çete devleti, Nazi rejiminin yöntemlerini “insani yardım” kılıfı içinde “gizleyerek” yeniden uygulamaktadır.

Bu suça ortak olanlar, yalnızca Filistin’in değil, insanlığın da karşısında durmaktadır. Tarih, bu utancı affetmeyecek!

Dipnotlar:

Lancet Medical Journal, 2024: 1971–2021 arasında yaptırımlar nedeniyle yılda ortalama 564.000 kişi öldü; savaşlardaki ölüm ortalaması 106.000.

Welthungerhilfe, 2024 Raporu: Gazze'de nüfusun %90'ı yerinden edilmiş; kıyamet benzeri koşullar yaşanıyor.

21 Temmuz 2025 Ortak Açıklama: Fransa, Birleşik Krallık ve 23 ülke, Gazze’deki savaşın sonlandırılması çağrısı yaptı. Kaynak: Reuters