Nepal’de patlayan öfke hükümeti alaşağı etti

Nepal, Eylül 2025’te halkın birikmiş öfkesinin patladığı bir isyanla sarsıldı.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 11 Eylül 2025
  • saat-icon
  • 15:30

Nepal, Eylül 2025’te halkın birikmiş öfkesinin patladığı bir isyanla sarsıldı. Sosyal medya yasağı, isyanı tutuşturan kıvılcım oldu. Hükümetin, aralarında Facebook, YouTube ve X’in de bulunduğu 26 sosyal medya platformunu kapatma kararı, yalnızca dijital haklara yönelik bir saldırı değil, devletin halk kitleleri üzerindeki mutlak kontrol sağlama arzusunun da açık bir ifadesi kabul edildi. İşte bu yasak, yıllardır bastırılan sınıfsal öfkenin patlamasını tetikledi. On binlerce emekçi, işsiz genç ve yoksul halk, yalnızca sansüre değil, yıllardır süregelen yolsuzluğa, kayırmacılığa ve neoliberal yıkım politikalarına karşı da ayaklandı.

Halk kitlelerinin sokağa taşan öfkesine devletin verdiği cevap ise baskı ve kurşun oldu. Pazartesi ve salı günleri polisle halk arasında yaşanan çatışmalarda en az 22 kişi öldürüldü, yüzlercesi yaralandı. Tazyikli su, gaz bombaları ve hatta gerçek mermiler kullanıldı. Göstericiler sadece sokakları zapt etmekle kalmadı, emekçi halkın gözünde meşruiyetini tamamen yitirmiş olan sermaye sınıfının sembollerine de doğrudan yöneldi.

Parlamento, Cumhurbaşkanlığı binası, Yüksek Mahkeme, adliyeler, vergi daireleri, bakanların konutları, siyasi liderlerin kişisel mülkleri, okulları, otelleri ve konutları ateşe verildi. Kurumların ardından sıra, “neta chor, desh chod” (hırsız siyasetçiler, ülkeyi terk edin) sloganlarıyla kurum liderlerinin evlerine geldi. Bu, rastlantısal değil, yıllardır bastırılan, sınıfsal bir enerjinin patlamasıydı.

Devletin tüm baskı aygıtları harekete geçirildi. Ordu, başkent sokaklarında devriye gezmeye başladı. Sokağa çıkma yasakları ilan edildi. “Anarşist gruplar” bahanesiyle protestocular yaftalandı, halkın haklı talepleri kriminalize edildi. Ancak tüm bu zorbalığa rağmen, sistemin temelinde çürümüşlüğü meşrulaştırmakta zorluk çeken iktidar bloğu çözülmeye başladı. Yoğun toplumsal baskının ardından, 73 yaşındaki Başbakan Khadga Prasad Sharma Oli istifa etti. Bu istifa, bir kişinin görevini bırakmasından ibaret değil; aynı zamanda halkın kolektif gücünün, eğer örgütlenirse ve yönlendirilirse, sistemi yerinden sarsabileceğinin açık bir göstergesi.

“Z kuşağı” olarak adlandırılan gençlik, bu süreçte hem hareketin kitleselleşmesini sağlayan hem de isyanın karakterine yön veren önemli bir rol oynadı. İsyanın taşıyıcı gücü olan gençlik, “Bu biz değiliz” diyerek yağma ve kundaklamaya mesafe koyarken, adalet, özgürlük ve siyasi değişim taleplerini yükselttiler. Bu tutum, isyanın sadece öfkeye değil, aynı zamanda bilinçli bir talepler bütününe dayandığını da gösterdi.

Nepal’deki mevcut kapitalist sistem, yıllardır kent yoksullarının, işçilerin, işsiz gençlerin ve kırsal alanlarda yaşayan yoksul köylülerin sorunlarını çözmek bir yana katmerleştiriyordu. Özelleştirme politikaları, altyapı eksikliği, temel hizmetlere erişimin sınırlılığı ve artan hayat pahalılığı halkın gündelik yaşamını dayanılmaz hale getirmiş durumda. Bu yapısal sorunların üzerine, bir avuç asalağın lüks yaşamı ve yaygın yolsuzluk iddiaları eklendiğinde, devlet aygıtının halk nezdindeki meşruiyeti neredeyse sıfırlanmış durumdadır.