6 Şubat depremi sonrası sosyal konut için Malatya Yeşilyurt’a bağlı İkizce (Haçova) Mahallesi’nde 216 tapulu özel mülkiyetin “Re’sen Kamulaştırmasız El Koyma Suretiyle Tescil” işlemi yapılmasının ardından şimdi de yeni sorunlar yaşanıyor.
Sibel Bahçetepe’nin BirGün’de yer alan haberine göre, yaz boyu sık sık su elektrik, su ve internet kesintisi ile karşı karşıya kaldığını söyleyen mahalleli şöyle soruyor:
“Bunu bilinçli yaptıklarını düşünüyoruz. Hiçbir hizmet gelmiyor. Son zamanlarda artık çöplerimiz de toplanmıyor, hastalık yuvası oldu. Kanalizasyonlarımız dışarıda. TOKİ evleri yapıldıktan sonra mahallemiz bitti. Sürekli sularımız kesiliyor, böyle nasıl yaşayalım?”
İkizce’de yol, internet, kanalizasyon ve re’sen el konulan arazi sorunlarının ardından bu kez günlerce süren su kesintileri halkın tepkisine yol açtı. Mahalle halkı, MASKİ ve belediye ekiplerinin altyapı çalışmalarındaki koordinasyon eksikliği nedeniyle hem susuz kaldıklarını hem de çöplerin toplanmadığını öne sürdü.
İkizce’de yaşayan Hüseyin Gemici, “Önce İkizce’ye evlerimize el koydular. Evlerimizi, köyümüzü, kentimizi yıktılar, yerle bir ettiler. Yerlerine yeni binalar diktiler. Şimdi de alt yapı sorunları ile karşı karşıyayız” dedi.
Gemici şunları dedi:
“İkizce tarihi itibariyle 4 yerde yerleşti. Biri çok eski, biri ondan sonra inşa edilen. TOKİ’nin el koyduğu tarlalarımızın arsalarımızın, evlerimizin olduğu ve en kıymetli araziye kamulaştırmaksızın el konulma yapıldı. Şimde de köye de da verilmiyor. TOKİ inşaat sırasında su borularına zarar veriyor, MASKİ’nin onarması gerekiyor ama yapmıyor. Görmezden geliyorlar, aylardır köyümüz susuz. Günümüzde yaşanmaması gereken bir mağduriyet yaşanıyor”
Kamulaştırmasız el konulma sırasında da ciddi mağduriyetler yaşandığını anlatan Gemici şunları vurguladı:
“Yaşamımdaki tüm kazancımı bir günde yıktılar. Çevre Bakanlığı’na kadar gittim, kimse beni dinlemedi. Biz depremzede değiliz. Biz devletzedeyiz. Çünkü deprem bizim evlerimizi yıkamadı, sağlam yapmıştık ama devlet gelip yıktı. Biz depremden evlerimizi kurtardık ama devletten kurtaramadık”
Bu şekilde 30’un üzerinde ev yıktıklarını söyleyen Gemici, şöyle devam etti:
“Benim evim 3 katlıydı. Depremde tek çizik almadı ama devlet yıktı. 5 buçuk dönüm arazim vardı. İçinde kayısı ve hayvancılık işletmem bulunuyordu. Hayvancılık, kayısıcılık hepsi bitti. Çünkü artık arazim yok. Ben organik tarım yapıyordum. Domates, biber, salatalık, reyhan, aklınıza ne gelirse hepsini yetiştiriyordum. Burada üretim merkezini ortadan kaldırdılar. Hayvancılığı bitirdiler, kayıcı, ema, erik, armut ağaçlarım vardı hepsini kestiler. Tüm bu mağduiyetlerin yanında son aylarda köyde sularımız da sürekli kesiliyor. Bir taraftan yıkıyorlar, yıkamadıkları yerleri de suları keserek mağdur ediyorlar. Yaz boyu sürekli sular kesildi. Bazen diyorlar ki ‘gece 4 gibi verip keseceğiz’ Bazen insanlar sabaha kadar uyumuyor ki saat 3-5 bidon su alabilsinler. 2 aydır böyle. MASKİ’yi aradığımızda ‘Haberimiz yoktu’ diyorlar. TOKİ burada inşaat için dinamitler patlatıyor, su hatları da zarar görüyor. Yıldırıp kalanları da kaçırmak istiyorlar.”