Petrokimya İşçileri Birliği TPI’da son durum üzerine yaptığı açıklamada “Taleplerimizin arkasında kararlılıkla durmalı ve kazanmak için mücadeleyi büyütmeliyiz.” dedi.
“Amerikan borsasından yansıyan borç yapılandırması başvuru haberi, işçiler arasında belirsizlik yaratmış ve bazı tartışmalara yol açmış görünüyor. Öncelikle, bu başvurunun bir kapatma ya da iflas anlamına gelmediğini belirtmeliyiz. Ayrıca aylar öncesinden planlanması gereken böyle bir başvurunun grev süreciyle ilişkilendirilmesi, hayatın olağan akışına uygun değildir.
TPI’ın küçülmeye gideceği zaten önceden biliniyordu. Grev de bu koşullar içinde başladı. TPI işçisi, keyfi olarak değil; insanca yaşanabilir çalışma ve yaşam koşulları için greve çıktı.
TPI yönetiminden basına yansıyan açıklamada, “normal operasyonların devam edeceği” ve “çalışanların ücretleri, maaşları ve yan hakları da dahil olmak üzere operasyonları desteklemek amacıyla borç yapılandırması ve kredi dilimlerinin serbest bırakılması için mahkemeye başvurulduğu” ifade edilmektedir.
Bu gelişmelerin, buradaki fabrikaya dolaylı ya da doğrudan etkileri olabilir. Ancak bazı işçi arkadaşlarımızın dile getirdiği şekilde, bunun bir iflas olduğu, fabrikanın kapanacağı ya da tazminatların dahi ödenmeyeceği yönündeki söylentiler gerçeği yansıtmamaktadır. Kaldı ki bir grev sürecine biz işçilerin hâkim olamayacağı ödeme dengeleri, kendi alacak verecek ilişkileri ve ticari durumu konusundaki gelişmeler üzerinden yaklaşılamaz. Biz mücadele ederek haklarımızı korumaya çalışırız. Kendi mücadelemizi nasıl büyüteceğimizi tartışırız. Bizim ücretlerimizin onlar için devede kulak kaldığı, ticari politikalarını esası yönünden belirlemediğini, her kriz anında kolay lokma olarak gördükleri için işçi maliyetlerini öne çıkardıklarını unutmamalıyız.
Biz Petrokimya İşçileri Birliği olarak, her zaman işçiye doğruyu söyledik; gerçekleri tüm açıklığıyla ortaya koymaya çalıştık. Bugün de aynı noktadayız.
Yapılması gereken şey, bu gelişmelere rağmen değişmemiştir: Taleplerimizin arkasında kararlılıkla durmalı ve kazanmak için mücadeleyi büyütmeliyiz. Özellikle bu aşamada beklemek, işçinin hakkını sermayenin insafına bırakmak anlamına gelir.
TPI sermayesi çalışmak istiyorsa -ki ortadaki başvuru ve veriler, sanılanın aksine bunu göstermektedir- yapması gereken, taleplerimizi karşılamaktır.
Yok eğer bu gelişmeleri bahane ederek üzerimizdeki baskıyı artırmayı hedefliyorsa, bunu boşa çıkarmanın yolu da yine aynı yerden, mücadeleyi büyütmekten geçmektedir.
Bu açıdan, kararsızlık ve belirsizlik en fazla TPI işvereninin durumu fırsata çevirip bizi düşük ücrete razı etmesine yarar.
TPI işçisi bu yola “Açlıktan ölmeyiz, biz bu yoldan dönmeyiz” diyerek çıkmıştır.
Bugün hakkını ve onurunu korumanın yolu, bu slogana ve taleplerimize sımsıkı sarılmaktan geçmektedir.
Bu doğrultuda;
-Dedikoduların sona ermesi için, günlerdir olup biteni sessizce izleyen sendika yönetimi kamuoyuna açık bir açıklama yapmalı taleplerin arkasında olduğunu duyurmalıdır.
-Uzun zamandır dile getirdiğimiz, ancak sendika yöneticilerinin ve temsilcilerin önceki örneklerin aksine kulak ardı ettiği “yeni bir eylem programı hazırlanması” önerimiz acilen değerlendirilmelidir. T1 ve T2 tüm temsilcilerinin katıldığı bir toplantıda karar altına alınmalıdır. İşverene oynadığı oyunlara rağmen birliğimizin korunduğu gösterilmelidir.
-Sendikal rekabete dönük algı, davranış ve hesaplar derhal ve kesin bir şekilde terk edilmelidir.
-Yarın Genel merkez ile yapılacağı söylenen görüşmede, TPI işçilerinin taleplerinin arkasında durulduğu ve genel merkezden daha güçlü bir destek beklendiği açıkça ifade edilmelidir.
Zafer direnen emekçinin olacak!
TPI işçisi kazanacak tüm işçi sınıfı kazanacak!
Petrokimya İşçileri Birliği”