Metal İşçileri Birliği, Türkiye’nin birçok sanayi havzasından ve fabrikasından işçilerin yan yana gelmesiyle bugün (12 Ekim) toplandı. Siyasal gelişmelerin, sınıf mücadelesinin seyrinin, sendikaların tablosunun ışığında MESS Grup TİS sürecinin güncel tartışmalarının yapıldığı mecliste talepler ve görevler üzerine konuşuldu.
Açılış konuşmasının ardından sunumlar gerçekleştirildi. İlk sunumda siyasal gelişmeler ve işçi sınıfı yansımaları üzerine bir anlatım yapıldı. Krizin derinleşmesi ve bununla ekonomik sorunların artması, faşist uygulamaların boyutlanması, savaş ve saldırganlık politikalarının tırmandırılması üzerine bir aktarım yapıldı. Sunumda işçilerin büyük kısmının geçim sıkıntısına sıkıştığı, genel siyasal gelişmelere dair “kendi cephesinden değil de burjuvazinin aklıyla bakan bir yerden” hareket ettiği ifade edildi. “İşçilerin hem ekmeğine sahip çıkan hem de demokratik haklarını genişleten bir yerden doğru davranabilmesini sağlamak” gerektiği vurgulandı.
İkinci sunumda ise ücret zammı süreçlerinin (asgari ücret, kamu TİSleri vb) belli dinamikler barındırdığı bu açıdan da MESS Grup TİS’in de önemli bir iç dinamiği olduğu belirtildi. Şimşek programının karşısında beklenen bir tepki açığa çıkmış olmadı. Ortak sorunlara karşı ortak taleplerle mücadelenin yükseldiği bir döneme evrilmemesinin önündeki en temel engellerden birinin en aza razı etme misyonuyla hareket eden sendikal bürokrasi olduğu söylendi. 1 Eylül’den beri başlayan MESS Grup TİS sürecinin ilk görüşmesinin yarın (13 Ekim) olacağının söylendiği sunumda görüşmelerin canlı yayınlanması ve işçilerin onayı olmadan TİS’in imzalanmaması yönlü işçilerin oluşturacağı basıncın önemi ifade edildi. Metal işçilerinin oyunu bozması için fabrikalarda yan yana gelmesi, örgütlenmesi gerektiğinin vurgulandığı konuşmada sürecin yüklenilmesi gereken talepleri şu şekilde ifade edildi:
“-İnsanca yaşamaya yetecek ücret talep edilmelidir! (Yoksulluk sınırının altında kesinlikle kabul edilemez!)
-Düşük ücretlere razı etmenin sopası olarak kullanılan işten atmalara karşı önlem alınmalıdır!
-Eşit işe eşit ücret! (Aynı işe aynı emeği veren her işçi aynı ücreti almalıdır!)
-Vergi soygununa dur diyecek maddeler önemlidir! Ücretler brütten değil netten hesaplanmalıdır. Vergi oranları sabitlenmelidir. Artan oranlı gelir ve servet vergisi uygulanmalıdır ve yoksulluk sınırına kadar kimseden vergi alınmamalıdır!”
Üçüncü sunum ise örgütlenme üzerine yapıldı. Sınıf mücadelesinin ve işçi sınıfının örgütlülük düzeyinin zayıf olduğu bu dönemde bazı tartışmalar soyut algılanabileceğini bunu somutlamanın yolunun fabrikalardan doğru kurulacak komitelerin, ilişkilerin, bilgi akışlarının sistematik hale getirilmesi gerektiği ifade edildi. TİS sürecinin de, ücret talebi mücadelesinin de kendinden menkul olmadığı siyasal gelişmelerin ekonomiyi ve dolaysız bir şekilde bu süreçleri de belirlediği vurgulanan sunumda, tek başına sözleşmenin değil sözleşme sonrası yaşanacaklara da hazırlanmak gerektiği belirtildi. Sunum fabrika temelli çalışmanın kritik olduğu, bu yönlü zayıflayan yanlara müdahale eden bir yeniden inşayı örmek gerektiği, işyeri/fabrika komitelerinin temel örgütlenme formülü olduğu anlatımları ile sona erdi.
Sunumların ardından ara verildi. Aradan sonra serbest tartışma kısmında MESS Grup TİS süreci fabrikada yaşanan deneyimlerle birlikte tartışıldı. Bu kısımda en çok sömürü-baskı-savaş bağlantısının iyi işlenmesi, işten atılma kaygısının öne çıktığı ve sanayi bölgelerinde/metal fabrikalarında işten atmalara karşı güçlü bir çalışma örmek, bugün için MESS fabrikalarında atmosfer durgun olsa da çıkacak en küçük enerjinin yaygınlaştırılması, sermaye-sendika-devlet üçgenini iyi teşhir etmek ve işçilerin bu noktada bilinçlendirilmesi, sendikal bürokrasiye karşı taban inisiyatifinin açığa çıkartılması, kıdem tazminatı tavanının düşük olmasına müdahale edilmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca Türkiye’de işçi sınıfının Filistin’e dönük saldırganlığa tutum almaktaki ve İsrail’e üretim yapan yerlerdeki metal işçilerinin üretimden gelen gücünü ortaya koymaktaki zayıflığı ifade edildi.
Meclis, MİB’in öncü metal işçilerinin yan yana geldiği bir zemin olduğu ve bu öncü müfrezenin işçi sınıfının bilincinin ve mücadelesinin geri olmasına takılmadan çözüm üretmekle yükümlü olduğunun vurgusuyla sona erdirildi.
Kızıl Bayrak / İstanbul
