24 Kasım: İtaatkar öğretmen profili

KESK’e bağlı Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), ‘24 Kasım Öğretmenler Günü’nde yaptığı açıklamada eğitim emekçilerinin sorunlarını dile getirdi.

  • Haber
  • |
  • Sınıf
  • |
  • 24 Kasım 2014
  • saat-icon
  • 12:27

Eğitim Sen, Öğretmenler Günü olarak 12 Eylül ürünü olan 24 Kasım’ın değil, Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim tarihinin esas alınması gerektiğini dile getirdi.

24 Kasım’ın, “12 Eylül’ün öğretmene biçtiği itaatkar profili” olduğunu belirten Eğitim Sen, bugüne kadar öğretmenlerin en temel sorunlarının bile gündeme gelmediği "24 Kasım Öğretmenler Günü"nde, öğretmenlik mesleğinin itibarsızlaştırıldığına ve eğitim emekçilerinin sorunlarının giderek büyüdüğüne dikkat çekti.

 

24 Kasım: İtaatkar öğretmen profili

‘24 Kasım’ın “12 Eylül zihniyetinin nasıl bir öğretmen istediğinin simgeleştiği bir gündür” ifadeleri ile tanımlandığı açıklamada şunlar ifade edildi:

“Eğitim Sen için 24 Kasım`ı gerçek anlamda öğretmenler günü olarak kabul etmek demek; 12 Eylül rejimini, uygulamalarını ve düşüncesini benimsemek, TÖB-DER`in kapatılmasını ve binlerce öğretmenin mağdur edilmesini onaylamak, 12 Eylül zihniyetinin yaratmak istediği 'itaatkâr' öğretmen profilini kabul etmek anlamına gelmektedir.

Eğitim Sen, yıllardır 12 Eylül zihniyetinin ürünü olan 24 Kasım`ı değil, dünya öğretmenlerinin evrensel mücadele günü olan 5 Ekim`i Dünya Öğretmenler Günü olarak kabul etmekte ve kutlamaktadır. Türkiye`de 5 Ekim, eğitim emekçilerinin uluslararası dayanışma ve mücadele günü olarak Eğitim Enternasyonali`nin Türkiye`deki tek üyesi olan Eğitim Sen tarafından kutlanmaktadır. 

Her fırsatta 12 Eylül ve darbelerle hesaplaştığını iddia eden iktidar ve yandaş sendikalar, yıllardır 24 Kasım'ı Öğretmenler Günü olarak kutlamakta, öğretmenlere içi boş ve gerçek yaşamda hiçbir karşılığı olmayan övgüler dizip gerçek sorunların üzerini örterek günü kurtarmaya çalışmaktadırlar.”

 

“Öğretmenler tahsildara dönüştürüldü”

Açıklamanın devamında öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlarına ek olarak, mesleki saygınlıklarında ciddi gerilemeler yaşandığına dikkat çekilirken bu durumun 12 yıllık AKP iktidarında daha da kötüye gittiği belirtildi. Rotasyon girişimleri ile bir kez daha öğretmenlerin hedef alındığı kaydedilen açıklamada, “Öğretmenler açısından tarihin en büyük sürgünü anlamına gelen ve on binlerce öğretmeni yakından ilgilendiren, "öğretmenlere rotasyon" uygulaması için ilk adım atılarak, okullarda yeni ve kitlesel bir tasfiye için düğmeye basılmıştır” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, eğitim emekçilerinin zorlu yaşam koşulları sebebiyle ek işler yapmak zorunda kaldığı hatırlatılırken artan sorunlara ilişkin şunlar sıralandı:

“- Türkiye`de çalışan öğretmenler, OECD ülkeleri içinde en çok çalışan, en düşük maaş alan öğretmenler arasındadır. 

- Öğretmenlerin yüzde 80`i geçinebilmek için ek iş yapmak zorunda bırakılmış, üçte ikisi borçlanarak hayatını sürdürmek zorunda kalmıştır.

- Öğretmenler, sık sık değişen eğitim politikaları nedeniyle siyasi iktidarın ve Milli Eğitim Bakanlığı`nın elinde adeta oyuncak haline getirilmiştir.

- Öğretmen açıkları sorununa kalıcı çözümler üretilmeyerek 300 bini aşkın işsiz öğretmenin ataması yapılmamış, bugüne kadar 40 işsiz öğretmen resmen intihara sürüklenmiştir.

- Eğitimde benimsenen esnek çalışma uygulamaları ile aynı işi yapan farklı statülerde öğretmen istihdamı gündeme gelmiş, kariyer basamakları ve performans değerlendirme uygulamaları eğitim emekçilerini birbirine rakip haline getirmiştir.

- Eğitime bütçeden yeterli pay ayrılmaması nedeniyle öğretmenler öğrencilerden çeşitli adlar altında para toplamaya zorlanan birer 'tahsildar' durumuna düşürülmüştür.

- Öğretmenlerin büyük bölümünde angarya çalışma ve iş yükü artışına paralel olarak meslek hastalıklarında artış yaşanmakta, özellikle 4+4+4 sonrasında yeni sorumluluklar yüklenerek angarya çalışmaya zorlanmaktadır.

- Demokratik haklarını kullandıkları ve sendikal çalışmalara katıldıkları için her yıl çok sayıda öğretmen soruşturma geçirmekte, sürgün ve cezalarla karşı karşıya kalmaktadır. Her fırsatta Eğitim Sen üyelerine soruşturma açılmakta, bazıları hakkında sürgün, maaştan kesim cezaları hatta memuriyetten çıkarma cezaları verilmekte, bu tür keyfi cezaların tamamına yakını yargıdan dönmektedir.

- Hizmetli ve memurların yaşadığı ekonomik ve özlük sorunlar da yıllardır görmezden gelinmekte, tıpkı öğretmenler gibi hizmetli ve memurlar da sorunlarına kalıcı çözümler üretilmesini talep etmektedir.”


“5 Ekim esas alınmalı”

Eğitim emekçilerinin talepleri ise şu şekilde sıralandı:

“- Öğretmenler günü olarak 12 Eylül ürünü olan 24 Kasım değil, Dünya Öğretmenler Günü olan 5 Ekim tarihi esas alınmalı, öğretmenlere hak ettiği değer verilmelidir.

- Başta insanca yaşayacak ücret talebimiz olmak üzere, eğitim emekçilerinin bugüne kadar yaşadığı ekonomik mağduriyetler giderilmeli, son 12 yıl içinde satın alım gücümüzdeki azalmayı telafi eden adaletli bir ücret artışı sağlanmalıdır.

- 2014 yılı enflasyon farkları bir seferde ödenmeli, ek ödemelerin tamamı temel ücrete ve emekliliğe yansıtılmalı, vergi dilimi uygulaması sabitlenerek ücretlerde yaşanan erimenin önüne geçilmelidir. Ek ders ücretleri günün şartlarına uygun bir şekilde yeniden düzenlenmeli ve en az iki kat arttırılmalıdır.

- Eğitim-öğretim yılı başında öğretmenlere yapılan eğitim-öğretime hazırlık ödeneği, her dönem başında olmak üzere yılda iki kez olmalı ve bütün eğitim ve bilim emekçilerinin yararlanması sağlanmalıdır.

- Eğitimde esnek, kuralsız ve angarya çalışma uygulamalarına son verilmeli, performans değerlendirme ve rotasyon uygulamalarından tamamen vazgeçilmelidir.

- Hizmetli ve memurlara özel hizmet tazminatı ödenmelidir.

- Kamu emekçilerinin grevli toplusözleşme hakkı önündeki engeller kaldırılmalı, gerçek bir toplusözleşme düzenin yaratılması sağlanmalıdır.”