İzmir'de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde 18.00'da Alsancak Gar'da toplanan İEKK ''Baskıya, şiddete ve sömürüye karşı mücadeleye!'' şiarı kapsamında basın açıklaması gerçekleştirdi. Katledilen kadınların resimlerinin yer aldığı bir pankartın yani sıra "Yaşamak İçin Sosyalizm” pankartı açıldı.
İlk olarak İEKK adına; artan kadın cinayetlerini, taciz ve tecavüz vakalarını, devletin kadın düşmanı politikalarını, patronların sınırsız sömürüsünü ve tüm bunlara karşı örgütlülüğü büyütmenin önemini vurgulayan kısa bir konuşma yapıldı.
Ardından basın metninin okunmasına geçildi. Basın metninde şunlar söylendi:
''Saray iktidarının kadın, LGBTİ+, çocuk, hayvan, doğa, emek düşmanı yüzü tüm dünyada derinleşen kapitalizmin krizi ile emeğimize, bedenimize, kimliğimize yönelik saldırılar ile kendini gösteriyor. Sermayenin çıkarlarını korumak için oluşturulan 12.Kalkınma Planı’nın bir parçası olan “Aile vizyon belgesi”nde “aile ve iş yaşamının uyumu” adı altında kadınlar kutsal ailenin içerisine hapsedilmeye, ucuz, esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkum edilmeye çalışılıyor. Bu yıl da 25 Kasım’ı baskı, şiddet, sömürü, savaş ve saldırganlık gibi çok yönlü saldırılarla boğuştuğumuz bir süreçte karşıladık."
Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
"Şiddetin ve kadın cinayetlerinin her gün yeni boyutlar kazanarak arttığı, savaş ve saldırganlığın tırmandığı, ekonomik krizin gün geçtikçe derinleştiği ve topluma yönelik baskıların azgınlaştığı bu süreçte karşıladık. Kadınlar evde, işte, sokak ortasında, kampüslerde göz göre göre katlediliyor. Ama uygulanan ceza indirimlerle failler ödüllendiriliyor.
AKP-MHP iktidarı çok yönlü kriz içerisinde debeleniyor. Ayakta kalabilmek için baskı ve zorbalığı günden güne artırıyor. Mücadele eden, hakkını arayan tüm kesimler gözaltı, tutuklama terörü, polis şiddeti ile sindirilmek isteniyor. Bu saldırılardan kadınlar da paylarına düşeni alıyor. Geçen sene 25 Kasım’ın keyfi şekilde yasaklanmasını kabul etmeyip, sokaklara çıkan ve gözaltına alınan 168 kadına şimdi dava açan AKP iktidarı, sokağa çıkılmaması için gözdağı vermeye çalışıyor. Ancak çabaları nafile. Bizler korkmuyoruz, sinmiyoruz. Eşitlik ve özgürlük mücadelemizi tüm baskı ve saldırılara karşı kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.''
Basın metninin ardından sözü alan TPI işçisi kadınlar aldı. TPI işçileri yaşadıkları süreci anlatıp, dayanışmanın öneminden bahsettiler. İşçi sınıfına yönelik saldırıları ve kendi süreçlerinin ancak bu yolla aşılabileceğini söylediler.
Basın açıklamasının sona ermesinin ardından Kadın Platformu'nun eylemine katılmak için Penguen Kitapevi önüne doğru yürüyüşe geçildi. Yürüyüş boyunca ajitasyonlarda ise aile yılı, kadın cinayetleri, günbegün artan baskı, şiddet ve sömürüye dair vurguları yapıldı.
***
Saat 19.00'da Penguen Kitabevi önünde toplanan kadınlar, ''Eşit, Özgür, Güvenceli Bir Yaşamdan Vazgeçmiyoruz” şiarlı İzmir Kadın Platformu imzalı pankart açtı.
Sloganlar ve ajitasyonlarla beraber Türkan Saylan Kültür Merkezi önüne yüründü. Yürüyüş boyunca yapılan konuşmalarda kadına yönelik artan baskı ve şiddet teşhir edilerek, kadın dayanışması vurguları ve örgütlenme çağrıları yapıldı.
İzmir Kadın Platformu tarafından, basın açıklamasının öncesinde TPI işçilerine ve DIGEL işçilerine söz verildi.
İlk sözü alan DIGEL direnişçileri ''Baskıya, mobbinge, sözlü ve yazılı tacize karşı” direndiklerini, bu koşulların son bulması gerektiğini dile getirdi. Avrupa'daki ve Türkiye’de çalışan işçilerin aynı haklara sahip olmadığının söylendiği konuşmada; ''regl izinleri dahi DIGEL çatısında ülkemizde verilmezken Almanya'daki fabrikasında veriliyor'' denildi.
Hemen ardından TPI direnişçileri adına söz alındı. TPI işçisi konuşmasının başında TPI grevinin sürecini anlattı. TPI direnişçisi erkek ve kadın işçiler arasındaki ücret farklarına değindi ve ''Aynı işi yaptığımız erkek işçilerden daha az ücret alıyoruz'' dedi. Kreş, tazminat ve sendikalaşma gibi hak gasplarına söyledi ve söze şöyle devam etti. ''Biz kadın işçiler çifte sömürüye ve çifte baskıya maruz kalıyoruz. Sömürü düzenine teslim olmayacağız'' dedi. TPi işçisi "Biz yalnız kendimiz için değil tüm sınıfımız için ama özellikle yaşamı köleleştirilmiş milyonlarca kadın işçi için direniyoruz" dedi. Konuşmasını ''Biz TPI işçileri susmayacağız. Mirabel kardeşler 'bir kişinin susturulması hepimizin susturulması' demişler. Biz susmuyoruz, boyun eğmiyoruz. Herkesi dayanışmayı büyütmeye ve mücadeleye omuz vermeye çağırıyoruz. Yaşasın onurlu mücadelemiz!'' sözleriyle tamamladı.
Eylemde hem Türkçe hemde Kürtçe okunan basın metninde ilk başta şunlar ifade edildi:
''Saray iktidarının kadın, LGBTİ+, çocuk, hayvan, doğa, emek düşmanı yüzü tüm dünyada derinleşen kapitalizmin krizi ile emeğimize, bedenimize, kimliğimize yönelik saldırılar ile kendini gösteriyor. Sermayenin çıkarlarını korumak için oluşturulan 12.Kalkınma Planı’nın bir parçası olan “Aile vizyon belgesi”nde “aile ve iş yaşamının uyumu” adı altında kadınlar kutsal ailenin içerisine hapsedilmeye, ucuz, esnek ve güvencesiz çalışmaya mahkum edilmeye çalışılıyor.”
Açıklamanın devamında şunlar söylendi:
“Sermaye çıkarlarını ve ucuz iş gücünün sürekliliğini sağlamaya çalışan iktidar, Sağlık Bakanlığı ile kadınların “normal doğum” yapması gerektiğine dair kamu spotu yayınlarken çocuk başına verilen teşvik primlerini bir müjde gibi duyuruyor. Eğitim Bakanlığı MESEM projeleri adı altında çocukları işçileştiriyor, güvencesiz çalıştırılan çocukların ölümüne neden oluyor. Ataerkil kapitalist sistem, neoliberal poltikalarla derinleşen yoksulluğu erkek-devlet şiddeti ile yönetmeye çalışıyor. Açlık sınırının altındaki ücretler ile pazar arabaları, market poşetleri dolmuyor, kiralar/faturalar ödenemiyor, çocukların yanına bir öğün yemek koyulamıyor. Kaynamayan tenceresinin sorumlusu ise biz kadınlar oluyoruz. Hane gelirine destek olmak isteyen kadınların emeği parça başı iş adı altında patronlar, büyük şirketler tarafından sömürülüyor.”
Açıklamanın sonunda ise Gülistan Doku, Narin Güran ve Rojin Kabaiş cinayetlerine değinildi ve “Erkek egemen kapitalist düzeninize karşı, eşit, özgür bir hayatı kazanana dek örgütlü mücadelemiz devam edecek. Ve kadın özgürlük mücadelemizde hiçbir kadın, hiçbir zaman yalnız yürümeyecek.” denilerek basın metni son buldu.
Eyleme ''Yaşamak için sosyalizm'' pankartı ile katılan İEKK ayrıca ''Mirabel kardeşler kavgamızda yaşıyor!'', ''İşyerinde tacize, baskıya, mobbinge son!'', ''Baskı, şiddet ve sömürü düzenine karşı mücadeleye!'', ''Kayıt dışı ve güvencesiz çalışmaya karşı örgütlenmeye, mücadeleye!'' şiarlı dövizlerle katılım sağladı.
Eyleme TPI işçileri ise ''Sömürüye, şiddete, baskıya son!'',"Amerikan sermayesine hakkımızı yedirmeyeceğiz!'', ''Bu sömürü düzenine boyun eğmeyeceğiz!'' şiarlı dövizleri ile katılım sağladı.
Kızıl Bayrak / İzmir