TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şube Sekreteri Nuri Cem Ceylan, Kanal İstanbul ve Yenişehir projesine ilişkin son durumu aktardı. ANKA’da yer alan habere göre mera alanıyla birlikte havza koruma alanında kalan ve “normal şartlarda çivi bile çakılmasının yasak olduğu” yerlere de konutların yapılmaya başlandığını belirten Ceylan, bölgedeki yapılaşma nedeniyle İSKİ'nin 2039 yılına kadar borcunu ödemeye devam edeceği Sazlıdere Barajı’nın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyledi. “Artık büyük ihtimalle burada yaptıkları konutların manzarası olarak kullanırlar” diyen Ceylan, “Baraj da bir kamu yatırımı. Hala İSKİ buranın borcunu ödüyor. Yıllık 1 milyon dolar borcunu ödediği, 1,5 milyon İstanbullunun suyunu karşılayan Sazlıdere Barajı şu anda yok olma tehlikesiyle karşı karşıya" şeklinde konuştu.
***
Ceylan, hazırlanan ÇED raporlarında ve çözüm planlarında, Sazlıdere Barajı’nın yerini almak üzere yapılması söz konusu olan yeni barajlara ilişkin ise şöyle konuştu:
“Kırklareli bölgesinde Trakya tarafında 3 tane baraj yapılacağı söyleniyor. Ama bu su kaynağı yok olduktan 15 yıl sonra mı bu su kaynakları gelecek ve orada yaptığımız tespitlerde de 3 bölgede de mevcut kapasitenin kullanıldığını ve baraj yapılsa da bir su toplama havzası oluşturulmayacağını görüyoruz. Buna ek olarak, yapılacak alanlarla ilgili bir fizibilite çalışması yok. Ve tahminen yarım trilyon liraya denk gelecek bir maliyet olacak. Sazlıdere Barajı yok olduğunda, konutlara gelen maliyetin haricinde İstanbul’a yeni su getirmek için milyarlarca TL para harcamamız gerekecek.”
***
Ceylan, yapımına başlanan TOKİ projesinin bölgedeki yapılaşmayı meşru kılma amacı taşıdığını söyleyerek şöyle devam etti:
“Önceden köylülerin arazisiydi, normalde mera alanı, çiftçiliğin, hayvancılığın yapıldığı bir alan aslında. Mera kanunuyla birlikte bu tarım alanları, bu nitelikten çıkartılıp şu anda konut projeleri yapılıyor. Hangi master planı, hangi projeksiyonu ön görerek yapıldığıyla ilgili hiçbir açıklama yok. Ama onun yerine, kamunun arazilerini inşaata açıyorlar...”
***
Ceylan’ın Sazlıdere Barajı havzasındaki betonlaşmaya ilişkin diğer ifadeleri ise şu şekilde:
“İstanbul’a yakın olması, Terkos gölüyle ilişki kurabiliyor olması ve zemin altı sularıyla ilişkisinden kaynaklı özellikle kurak dönemlerde bizim (Sazlıdere Barajı’na) çok ihtiyacımız var. Bugün, şu anda konuştuğumuz tarihte İstanbul'un yüzde 25 suyu kaldı. Bu yüzde 25 suyun içindeki payda, yüzde 11’i Sazlıdere Barajı'nda. Bu da demek oluyor ki aslında 2 milyon, 3 milyona yakın insanın su ihtiyacını karşılayan bir kapasiteye sahip. Çünkü bu baraj aslında sürekli kendi devinimini sağladığı için mevcut alanından daha fazla. Burada su kaybı olduğunda ilerleyen zamanlarda bazı su kesintileriyle karşılaşabiliriz.”