Devrimci Gençlik Birliği (DGB), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken İstanbul’da 25 Kasım etkinliği gerçekleştirdi.
Etkinlik programı kadın cinayetinde, devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamını yitirenler anısına yapılan saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından sinevizyon gösterimi yapıldı. Gösterimin sonrasında DGB adına yapılan konuşmada şu ifadeler vurgulandı:
“Arkadaşlar, bu çürümüş düzende biz emekçi genç kadınların hiçbir değeri ve kıymeti yok. Bizim bizden başka dayanağımız yok. Tüm bu sorunları var eden; katilleri aklayan, patronlara sınırsız sömürü izni veren bu düzenden elbette bizim sorunlarımızı çözmesini beklemeyeceğiz. Şimdi zaman tüm bu sorunlar karşısında mücadeleyi büyütme zamanıdır. Zaman kadın-erkek el ele bu çürümüş düzenden örgütlü bir şekilde hesap sorma zamanıdır!”
DGB konuşmasının ardından ses tiyatrosu ve DGB Müzik Topluluğu’nun müzik dinletisi ile program devam etti.
Müzik dinletisinin sonrasında gerçekleştirilen forumda okullarda ve yaşamın birçok alanında kadınların yaşadığı sorunlara, tacizin, tecavüzün, cinayetlerin artmasına, kadın sorunun kalıcı olarak çözümünün neler olacağına ve kadın sorununda mücadele deneyimlerine dair tartışmalar gerçekleştirildi.
Forumun ardından 25 Kasım eyleminde kullanılacak dövizlerin yapılması ile etkinlik programı sonlandırıldı.
***
İzmir Devrimci Gençlik Birliği, 25 Kasım yaklaşırken kadın sorununa dair bir söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşide kadın sorununun tarihsel kaynakları ve güncel görünümleri üzerine tartışmalar yürütüldü.
Etkinlik kısa bir açılış konuşmasıyla başladı. Ardından İEKK adına bir sunum yapıldı. Sunumda, kadınlara yönelik çok yönlü baskı, şiddet ve sömürü örneklerle ortaya konuldu. AKP iktidarının tırmandırdığı baskı ve saldırganlık politikalarıyla kadınların kazanılmış bazı haklarının gasp edildiği vurgulandı. Ekonomik krizin derinleşmesiyle birlikte kadınların karşı karşıya kaldığı sorunların daha da ağırlaştığı belirtilirken, kurulan baskı rejiminin kadınlara dönük özel bir saldırganlık içerdiği ifade edildi. Bununla birlikte kadın sorununun tarihsel arka planında toplumsal ve siyasal bir sorun olduğu, günümüzde ise esas kaynağının kapitalizm olduğu dile getirildi. Kapitalizmin kadın sorununu kendinden önceki sınıflı toplumlardan devralıp kendi çıkarları doğrultusunda yeniden ürettiği vurgulandı.
Sunumda kapitalizmde kadın sorunu üç temel alan üzerinden ele alındı: aile, toplumsal yaşam ve üretim alanı. Ardından ilkel komünal toplumdan kapitalizme kadar uzanan süreçte kadının üretim ilişkilerindeki ve toplumsal yaşamdaki değişen konumu üzerine bir anlatım yapıldı. “Kadının kurtuluşu için ne yapmalı?” sorusu ise Ekim Devrimi’nden verilen örneklerle, o dönemde kadınların yaşamlarında gerçekleşen dönüşümlere dayanarak tartışıldı.
Bugün kadın sorununa güncel zeminlerden yanıt üretmenin gerekliliği vurgulanırken, kadının özgürleşmesinin ancak onun özgürlüğünün önünde temel engel olan sınıflı toplum yapısının yıkılmasıyla mümkün olacağı ifade edildi. Kadının kurtuluşu ile sosyalist düzen arasındaki ilişki üzerine duruldu. Sunum, emekçi kadınların güncel talepleri ve bu taleplerin emeğin kurtuluşu mücadelesiyle olan bağı üzerine değerlendirmelerle devam etti.
Son olarak kadına yönelik şiddetin kaynakları, bu çerçeve üzerinden ele alınarak 25 Kasım’a çağrı yapıldı.
Sunumun ardından gerçekleştirilen tartışmalarda, burjuva devrimlerinin neden kadınları yok saydığı, işçi hareketin kadınların kazanımları içindeki yeri, ev içi emek sorunu, genç kadınların kampüslerde yaşadığı sorunlar, “Aile Yılı” kapsamında gündeme getirilen “aile üniversitesi” uygulaması, genç kadınlara yönelik evlilik teşvikleri gibi başlıklar üzerine tartışmalar yapıldı. Ayrıca kadın ve erkeklerin birlikte mücadele etmesinin önemi vurgulandı.
Kızıl Bayrak / İstanbul-İzmir