Wuppertal’ın Elberfeld semtinde 1980’lerden beri faaliyet yürüten ve kentin alternatif kültürünün önemli mekanlarından biri olan işgal evi Autonomes Zentrum’un bulunduğu parsele, Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı DİTİB (Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği) el koymak istiyor.
İşgal evinin tam karşısında Wuppertal Merkez Cami bulunmasına rağmen daha büyük bir cami kompleksi inşa etmek isteyen DİTİB’e, Wuppertal Belediyesi de destek veriyor. 2023 yılında projeye destek kararı alan belediye, 2024’te oluşturduğu diyalog kurulu ile süreci kamuoyuna açıkladı. Ancak bu karar, AZ’nin geleceğini doğrudan tehdit ettiği için özellikle kentteki alternatif çevrelerde ciddi bir tartışma yarattı.
Autonomes Zentrum’un geçmişi, işgal evi geleneğine dayanıyor. Terk edilmiş bir yapının kolektif kullanım için dönüştürülmesiyle başlayan süreç, zamanla atölyeler, konserler, siyasal toplantılar ve dayanışma etkinlikleriyle genişliyor. Yıllar içinde farklı kuşaklardan gençlerin buluştuğu bu mekân, kentte “kendi kendini yöneten” kültürel-siyasal bir zemin olarak görülüyor. Tam da bu nedenle, planlanan dönüşüm yalnızca bir bina değişikliği değil, kentsel alanın kim tarafından ve hangi amaçla kullanılacağına dair bir tercih anlamına da geliyor.
Cami yaptırmak isteyen DİTİB ise 1984 yılında Almanya’da kurulmuş, hukuken dernek statüsünde ancak fiilen Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı olan bir örgüt. İmamları Ankara’dan gönderilen ve maaşları Türk devleti tarafından ödenen DİTİB’in asıl amacı, Avrupa’daki göçmen işçi kuşaklarını denetim altında tutmak ve AKP iktidarının dinci-ırkçı çizgisini yurtdışında da yaymaktır. Dolayısıyla hali hazırda bulunan caminin karşısında yeni bir cami inşa etme talepleri ibadet ihtiyacından kaynaklanmıyor. Amaç, Diyanet İşleri Başkanlığının fonlarıyla kentin merkezinde gövde gösterisi yapacak devasa bir dini-sosyal kompleks kurmak; bununla hem sembolik hâkimiyet sağlamak hem bağımsız, sol kültürü temsil eden bir mekânı yok edip gericilik üssüne çevirmektir.
Yeşiller Partisinin yönetimde olduğu Wuppertal Belediyesi, dinci-gerici güçlerin geliştirdiği bu hamleyi “entegrasyon” ve “din özgürlüğü” maskesi altında destekliyor. Diyalog kurulunun yıl sonuna kadar birkaç kamu etkinliği düzenlemesi planlanıyor: Ekim sonunda “Camilerde ne anlatılıyor?” başlıklı bir toplantı, yıl sonunda ise daha geniş çaplı bir bilgilendirme toplantısı öngörülüyor. Ayrıca 3 Ekim’de mevcut cami “Açık Cami Günü” adı altında ziyaretçilere açılacak ve yeni cami planları sergilenecek.
Bu tabloya karşı işgal evi ve onun etrafında birleşen güçler uzun süredir mücadele ediyor. “Gathe für alle” (Herkes için Gathe) inisiyatifi, cami planlarını engellemek için kampanyalar yürütüyor ve imza topluyor. 14 Eylül’de gerçekleşecek Belediye seçimlerinde Hombüchel, Höchsten ve Ostersbaum bölgelerinde aday çıkaran inisiyatif, tepkilerin sandıkta da görünür olmasını hedefliyor. Kamuoyunu bilgilendirmek için toplantılar düzenliyor, DİTİB’in Türkiye devletiyle bağlarını teşhir ediyor. “İşgal evimizi mücadele etmeden bırakmayacağız” diyen inisiyatif bileşenler, gerekirse direnişi büyüteceklerini açıkladır.