Paris’te Ulucanlar anması

26 Eylül 1999’da Ulucanlar zindanında katledilen 10 devrimci, Paris’te düzenlenen etkinlikte anıldı.

  • Haber
  • |
  • Dünya
  • |
  • 29 Eylül 2025
  • saat-icon
  • 09:00

Ulucanlar Katliamı ve Direnişi’nin 26. yılında, Paris’te anma etkinliği düzenlendi. 

ACTIT (Türkiyeli Göçmen İşçiler Kültür Derneği), ADHK (Avrupa Demokratik Halklar Kongresi), BİR-KAR (İşçilerin Birliği, Halkların Kardeşliği Platformu) ve ODAK Dergisi tarafından organize edilen etkinlik, dün (28 Eylül) Dersim Kültür Derneği’nde gerçekleşti. Anmaya 50’yi aşkın kişi katıldı.

Etkinliğin başında, Ulucanlar şehitleri şahsında tüm devrim ve komünizm şehitleri adına bir dakikalık saygı duruşu gerçekleştirildi. Programa Kızıl Bayrak tarafından hazırlanmış sinevizyonun izlenmesiyle başlandı. Sinevizyonda, 26 Eylül 1999’da devletin Ulucanlar zindanındaki devrimci tutsaklara yönelik saldırısı, buna karşı gösterilen direniş, ailelerin tanıklıkları ve avukatların yaşananlara dair yorumları aktarıldı. Ardından ADHK temsilcisi, ölümsüzleşen devrimcilerin anısına şiir okudu.

İlk sözü BİR-KAR temsilcisi aldı. Temsilci, konuşmasına TKİP kurucu önderlerinden Teslim Demir’i anarak başladı, mücadele mirasının bugün de yol gösterici olduğunu vurguladı. Ulucanlar Katliamı’nın, devletin devrimci iradeyi kırma çabasının başlangıç noktalarından biri olduğunun altını çizdi. Katliamdan hemen önce dönemin başbakanı Bülent Ecevit’in ABD’ye gitmesini hatırlatarak, düzenin kimler için korunduğunu ve kime biat edildiğini ortaya koyduğunu söyledi. Buna rağmen, Ulucanlar’da devrimci iradenin teslim alınamadığını belirtti. BİR-KAR temsilcisi ayrıca, devletin güçlü görünmesine, kitleleri kontrol gücüne rağmen saldırıyı aklamak için “silahları vardı, kendi içlerinde çatıştılar, tünel kazmışlardı” gibi yalanlara başvurmak zorunda olduğunu, ancak gerçeğin devrimci iradenin direnişiyle ortaya çıktığını ifade etti. Zindanda katledilen Ümit Altıntaş’ın saldırı başladığında söylediği “Püskürtebiliriz!” sözünü hatırlatarak, bu iradenin bugüne de ışık tuttuğunu vurguladı. Konuşmasını, “Bu salonda zindanlarda tutsak olmuş, ölüm orucuna yatmış insanlar var ama Ulucanlar Katliamı olduktan daha sonra doğmuş gençler de var. Örgütlü mücadeleyi yükseltmek gerekir” diyerek sözlerini tamamladı.

Daha sonra söz alan 2000 ölüm orucu direnişçilerinden ODAK temsilcisi, “19 Aralık Katliamı” ve “Hayata Dönüş Operasyonu’na” değindi. Devrimcilerin mücadelesinin biçiminin farklı alanlarda değişse de özünün hep aynı olduğunu, devrimci iradenin her koşulda direndiğini belirtti. 84’ten 2000’e ölüm orucu direnişleri tarihinden aktarımlarda bulundu. Son olarak daha önce Ulucanlar’da da tutsaklık yaşamış ACTIT temsilcisi söz aldı. Konuşmasına Diyarbakır zindanındaki katliamı hatırlatarak başlayan temsilci, ölümsüzleşen tutsak devrimcilerin isimlerini tek tek andı. Açlık grevleri üzerinden, “Devrimcilerin tutsak koşullarında mücadeleye sunabilecekleri tek şey kendi bedenleridir, ama ölümü göze alıp direnmeye devam ettiler” diyerek devrimci iradeyi selamladı. Kuyu tipi hapishanelerle hedeflenen tecridi derinleştirme politikalarını aktardı. Bugün devrimci tutsaklarla dayanışmanın önemine vurgu yaptı. 

Örgütleyici kurumların konuşmalarının ardından katılımcılara söz verildi. Bir ölüm orucu gazisi, devrimci tutsaklarla dayanışma vurgusu yaptı. Farklı kuşaklardan katılımcılar zindanlarda direniş vurgusuyla katkıda bulundular. 

Program, BİR-KAR tarafından hazırlanan müzik dinletisi ile sonlandırıldı.

Kızıl Bayrak / Paris