Berlin’de BİR-KAR ile yeni dünya için ÇAĞRI dergisi, “71 Devrimci Hareketinin mirası ışığında güncel devrimci sorumluluklar” başlıklı ortak bir anma panel/söyleşi gerçekleştirdi. 11 Mayıs’ta Cemaata Dersimi derneğinde yapılan etkinliğe 60’a yakın kişi katıldı.
Trotz Alledem temsilcisinin moderatörlüğünde yapılan etkinlik, kısa bir bilgilendirme konuşması ve ’71 devrimci önderleri şahsında devrim ve sosyalizm mücadelesinde düşenler anısına yapılan saygı duruşu ile başladı.
İlk bölümde Pınar ve İmam, tüm katılımcılarla birlikte devrimci marşlar söyledi. Nurhak Sana Güneş Doğmaz, İbrahim Yoldaş, Oy Dere Kızıl Dere ezgileri ile bir Kürtçe türkü söylendi.
Panel, DGB/DLB tarafından hazırlanan "71 Devrimci Çıkışı 50. yılında! Düzene karşı devrim" başlıklı Sinevizyon gösteriminin ardından BİR-KAR adına yapılan sunumla başladı. 19 Mart halk hareketinin patlak vermesinde önemli bir rol oynayan gençliğin, “Deniz olduk astınız, okyanus olduk geliyoruz!” şiarını yükseltmesine atıfla, 71 devrimci önderlerinin mirasının 2000’li yıllardan sonra doğan gençlerin hafızasında da yaşamaya devam ettiğine vurgu yaparak konuya giriş yapıldı.
Sunumda, ’71 Devrimci Çıkışına giden süreç, 1960’lı yılların başında gerçekleştirilen Saraçhane Mitingi’nden itibaren özetlendi. Burjuva sosyalizminin hâkim olduğu ‘60’lı yıllarda devrimcileşen gençlik hareketini kucaklayacak bir partinin olmamasının, devrim isteyen gençleri bu boşluğu doldurma arayışına ittiği, kendi çizgilerini, örgütlerini oluşturan ve buna uygun pratik bir tutumla Türkiye sol hareketi tarihinde devrimci süreci başlatan gençlerin inandıkları dava uğruna tam bir adanmışlıkla mücadele ettikleri belirtildi. Günümüze miras kalan şeyin o devrimci öz olduğu, ideolojik-programatik alandaki eksikliklerinin ya da eylemde “sol maceracı” bir çizgi izlemelerinin anlaşılır olduğu, esas olanın ise düzenin kurumlarından medet uman dönemin sol akımlarının aşılması, çıkışın devrimde olduğunun savunulması ve buna uygun bir pratiğin ortaya konması olduğu vurgulandı.
Kökenleri ’71 Devrimci hareketlerine dayanan halkçı devrimci sol akımların gelişimi, 12 Eylül faşist darbesi karşısında kayda değer bir direniş geliştirmeden yenilgiye uğramaları, küçük-burjuva sosyalizmini aşmak için ideolojik-politik çizgilerini devrimci özeleştiriye tabi tutup aşamadıkları için gerilediği ve gelinen aşamada ’71 Devrimci Çıkışı’nın gerisine savrulmaları üzerinde duruldu. Devrimci mirası yaşatıp ileriye taşımanın ancak proleter sosyalizmi ile mümkün olabileceği, bunu da ideolojik-politik çizgisi marksist-leninist, sınıfsal temeli proleter, düzen karşısında politik-örgütsel konumu ihtilalci devrimci bir sınıf partisinin başarabileceği, EKİM hareketiyle başlayıp TKİP ile devam çizginin bu temeller üzerine inşa edilip mücadele ettiği vurgusuyla sunum noktalandı.
İkinci sunum, ÇAĞRI tarafından hazırlanan dünyada 1968 mücadeleleri ve kuşağıyla ilgili Sinevizyon gösteriminin ardından başladı. ÇAĞRI adına yapılan sunumda 60’lı yıllarda dünyada gelişen mücadeleler, ’68 Bahar eylemleri ve dönemin Türkiye’sinde buna paralel bir şekilde gelişen mücadele özetlendi. ’71 Devrimci Hareketinin bu sürecin içinden çıkması, reformist revizyonist akımları aşıp devrimci çıkışı gerçekleştirmesi üzerinde duruldu. Kimi hata ve eksikliklerine rağmen Kaypakkaya çizgisinin marksist-leninist olduğu ve bu yönüyle Denizlerle Mahirlerin çizgisinden ayrıştığı savunuldu.
Solun geniş kesimlerinin ’71 Devrimci Çıkışı’nın gerisine düştüğü, bu kesimlerin hem seçimler hem 19 Mart sonrası gelişen eylemlerde CHP’nin peşine takıldığı belirtilen sunumda, CHP’nin Denizlerin asılmasına destek verdiği ve bunun çoğu zaman unutulduğu ifade edildi. Hem ‘71 devrimci mirasını yaşatıp ileriye taşımanın hem devrim mücadelesini geliştirmenin, hata ve eksikliklerinden arındırılan devrimci Kaypakkaya çizgisiyle mümkün olacağı belirtildi. Sol parti ve örgütlerin çoğunun reformist-parlamenterist çizgiye kaymış olmasına rağmen, bugün devrimci duruşta ısrar etmenin önemi ve gerekliliğine yapılan vurguyla sunum noktalandı.
Sunumlardan sonra verilen aranın ardından soru ve tartışma bölümüne geçildi. Sunumlar bağlamında sorulan sorular yanıtlandıktan sonra, bazı katılımcılar, tartışılan konularla ilgili görüşlerini dile getirdi. Katılımcılar kadın sorunu ve bunun sol güçler içindeki yansımaları, yapay zekâ ve işçi sınıfının yapısı, kişilerin değil kolektif önderliğin esas alınması gerektiği, parlamentarizm ve buna karşı devrimci tutum gibi konulara değindi. Konuşmacıların son sözlerini söylemesiyle etkinlik sonlandırıldı.
Kızıl Bayrak / Berlin