Baskı, şiddet ve sömürü düzenine karşı 25 Kasım’da alanlara!

Tüm işçi ve emekçi kadınları 25 Kasım’da alanları, meydanları doldurmaya, insanca bir yaşam için örgütlenmeye çağırıyoruz.

  • Haber
  • |
  • Basın derleme
  • |
  • 16 Kasım 2025
  • saat-icon
  • 13:30

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşıyor. İşçi ve emekçi kadınlar olarak 25 Kasım’ı, şiddetin ve kadın cinayetlerinin her gün yeni boyutlar kazanarak arttığı, savaş ve saldırganlığın tırmandığı, ekonomik krizin gün geçtikçe derinleştiği ve topluma yönelik baskıların azgınlaştığı bu süreçte karşılıyoruz.

Şiddet artıyor, failler korunuyor!

Kadınlar evde, işte, sokak ortasında, kampüslerde göz göre göre katlediliyor. Uygulanan ceza indirimleri ile bir yandan failler ödüllendirilirken, diğer yandan AKP iktidarının kadın düşmanı söylemleri ve cezasızlık politikalarıyla bu cinayetlere zemin hazırlanıyor. Rojin Kabaiş ve Gülistan Doku örneğinde olduğu gibi failler açığa çıkarılmıyor ya da bizzat devlet kurumları tarafından korunuyor.

Kadın cinayetlerini aydınlatmak için etkin bir çaba sarf etmek bir yana, AKP iktidarı kadınları baskı altında tutmak, sindirmek ve itaatkâr hale getirmek amacıyla kadın düşmanı politikaları tırmandırıyor. Kadınların ev içinde karşı karşıya kaldığı her türlü şiddet ise ‘ailenin kutsallığı’ söylemiyle görünmez kılınmaya çalışılıyor.

Bir şiddet biçimi olan taciz ve mobbing uygulamaları ise çalışma yaşamında ‘olağan’ hale gelmiş durumda. Kadın işçiler, iş yerlerinde de şiddetin türlü biçimleriyle karşı karşıya kalıyorlar.

Krizin faturası işçi ve emekçilere kesiliyor!

Kapitalizmin krizi derinleşirken, sermaye sınıfının tek çözümü bu krizin faturasını işçi ve emekçilerin üzerine yıkmak. Daralma bahanesiyle işten atmalar yaygınlaşıyor, işçi maliyetlerinin artması gerekçesiyle fabrikalar kapatılıyor ve açlık sınırında, hatta açlık sınırının altında bir ücret politikası uygulanıyor. Ekonomik kriz tüm işçileri doğrudan etkilese de işten atmaların ve düşük ücretlerin ilk hedefi biz kadın işçiler oluyor. Çalışma hayatından öncelikle dışlanarak, evdeki “büyük sorumluluklarımızın” başına geri gönderilen, bu sorumluluklar sırtımızda iken esnek ve güvencesiz çalışma koşullarına zorlanan yine bizleriz.

İnsanca bir yaşam için direnişe, örgütlenmeye!

İçinde yaşadığımız bu kapitalist düzen bizlere yoksulluk, şiddet, sömürü ve savaş kıskacında bir yaşamdan ötesini vadetmiyor. Bu tepeden tırnağa çürümüş düzende biz işçi ve emekçi kadınların canının bir değeri yok, emeği ise sudan ucuz. Fakat böyle bir yaşam bizim kaderimiz değildir.

Bunca saldırıya rağmen kadınlar sokakları terk etmiyor. Zulüm, baskı, ayrımcılık ve kendine kader gibi dayatılan kadın cinayetlerine boyun eğmiyor, açlık, yoksulluk ve sefalet içinde bir yaşama rıza göstermiyor. TPI’da, Temel Conta’da, Şık Makas’ta, Smart Solar’da olduğu gibi sömürüye diz çökmüyor.

Şimdi mücadeleyi daha ileriye taşıma zamanı, tüm bu sorunların kaynağı olan bu ölüm ve sömürü düzeninden hesap sorma zamanı. Yaklaşan 25 Kasım’da baskıya, şiddete, sömürüye ve savaşa karşı alanları doldurma zamanı!

Tüm işçi ve emekçi kadınları 25 Kasım’da alanları, meydanları doldurmaya, insanca bir yaşam için örgütlenmeye çağırıyoruz.

Emeğin Kurtuluşu- İEKK 25 Kasım Özel Sayısı’ndan alınmıştır…